Tuzun kokması, TBMM’de taşeron işçiliği
20.11.2015 12:12
Mehmet Akkaya
Mehmet Akkaya
Et kokmasın diye tuzlanır. Ya tuz koktuysa? TBMM, millete ait olan egemenliği,Anayasa’dan aldığı yetki ile kullanan en yetkili organ.
Ceylan koltuklarda oturan dört parti, seçimlerde “taşerona karşıyız” demelerine rağmen, Meclis ihaleleri İş Yasası’na ve Alt İşverenlik Yönetmeliği’ne aykırı ise, neredeyse bütün işlerde taşeron işçileri çalıştırılıyor ise, sadece bu partilerin gerçek yüzlerini tanımış olmayız, tuz da kokmuş demektir.
Anayasa’nın 55. maddesi, “Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır” diyor. Anayasa Mahkemesi de 9 Haziran 2011 tarihli kararı ile uyarıyordu; “eşit işe eşit ücret uygulamak zorundasınız”
Ama anayasayı, mahkemeyi dinleyen kim!
Kamuda ve Meclis’teki dört partinin yönettiği belediyelerde, alt işverenlik ihalesinin büyük kısmı yasaya aykırı. Taşeron işçileri kadrolu emsallerinin üçte biri oranında ücret alıyor, yasanın verdiği hakları kullanmaları engelleniyor.
Bugün, bu dört partinin geçmişlerini bir yana bırakıyoruz. Kamu sistemini tasfiye etmeyi amaçlayan programlarını unutuyoruz. Bugüne kadar işçiye yan gözle baktıklarını da görmezden geliyoruz. Meclisi nasıl idare ettiklerine bakacağız bugün.
“Taşeron işçiliği zulümdür”. “Taşeron sistemine son vereceğiz”
Mecliste durum nedir?
***
Birimin adı, “TBMM Basın, Yayın ve Halkla İlişkiler Başkanlığı ve Televizyon Bölümü”. TRT 3’te Meclis yayını yapılıyor ya, o yayını sağlayan birim. 59 personel çalışıyor. Bunların 11’i, 4-C statüsünde çalışıyor. Ayrılan 59 personelin 18’i de 4-C statüsündeymiş.
İşte bu birimde kadrolu kameraman 3.434 TL alırken, 4-C statüsündeki kameramana 2.104 TL veriyorlar. Aradaki fark tam 1330 lira.
***
Birimin adı çay ocağı. TBMM yerleşkesinde 75 çay ocağı bulunuyor. 57’sini taşerona vermişler. Toplam 186 çay ocakçısı ve garsonun, 89’u taşeron işçisi. Taşeron işçisi ile kadrolu personel aynı işi yapıyor, ama ücretleri ve sosyal hakları farklı.
***
Birimin adı TBMM ve yerleşkelerdeki yemekhaneler. Taşerona verilmiş.
Meclis Başkanlığı’nın 2 Ekim 2014’de bir soruya verdiği yazılı cevaptan anlıyoruz ki, sadece “Personel Çalıştırılmasına Dayalı Yemek Üretimi ve Sunumu” ihalesi açılmamış, yemek ve ikram hizmetlerini de ihaleye vermişler. Yemek üretimi ihalesi 2013-2014 arasında 4 şirkete verilmiş.
Bunlardan biri “Baytekin İnşaat, Temizlik, Gıda, Yemek Üretim, Nakliye, Güvenlik ve Bilgisayar Hizmetleri Ltd.” Şirketin merkezi Diyarbakır’da. Şirket her işten anlıyor maşallah. Yok yok. Anlaşılıyor ki, tek işi ihale alıp taşeron işçi çalıştırmak.
Yemek ve ikram işleri için ise tam 201 şirkete ihaleler verilmiş.
Toplam personelin 79’u kadrolu, 103’ü 4-C statüsünde, 134 personel de taşeron işçisi.
TBMM Başkanlığı’nın yazılı açıklamada belirttiği “personel çalıştırılmasına yönelik ihale” şekli ise, yasanın izin vermediği yöntem...
***
İşin adı, “temizlik”, “hasta tedavisi”, “taşıma”, “kreş”, “park ve bahçe düzenleme”.
İşin adı “saray, köşk ve kasırların restorasyonu”.
İşin adı, “Yıldız Çini ve Porselen”, işin adı “Hereke Halı ve İpekli Dokuma”...
Anlayacağınız, “taşerona karşıyız” diye oy toplayan AKP, CHP, MHP ve HDP, elbirliği ile Meclisteki bütün hizmetleri taşerona vermişler.
“Tuz koktu” denmesin de ne densin?
Ne demişlerdi; “Taşeronu kaldıracağız!”.
***
Daha da ötesi bu ihaleler, İş Yasası’na ve Alt İşverenlik Yönetmeliği’ne aykırıdır.
Daha ötesi durum ise şu ki, bu işlerde çalışan taşeron işçileri yargı yoluna başvurduklarında, hem asıl işverenin işçisi olma hakkına, yani TBMM’nin kadrolu personeli olma hakkına kavuşacaklar, hem de emsal kadrolunun ücret ve sosyal hakları ile aradaki farkın geriye dönük beş yıllık toplamını alabilecekler. Büyük paralardır bunlar.
Not: Sonraki yazıda, yasaya aykırı ihaleleri, taşeronlarda çalışan işçilerin yasaya aykırı çalıştırılmalarını ve farkına varmadıkları haklarını ele alacağız.